16 Şubat 2013 Cumartesi

Sualtında çalışan araba :)


Sizce ağırlık merkezi nerde??










Kaynak:muhendisbeyinler.com

“FOTOSENTEZ YAPAN ARABA”


Doğal kaynaklarımız hızla tükeniyor ve alternatif enerji kaynakları bulmamız gerekiyor. Aslında aradığımız herşey doğada var ama doğadakileri keşke kolayca örnek alabilsek...

Aracın Adı: YeZ

SAIC ve GM firmalarının ortaklaşa geliştirdikleri bu konsept otomobil elektrik ile çalışıyor. Ancak diğer elektrikli otomobillerden farklı olarak YeZ kendi enerjisini de üretiyor.

Aracın tavanında bulunan solar panel ile güneş enerjisi elektriğe çevrilirken, tekerleklerdeki rüzgar türbinleri ile de rüzgar enerjisinden faydalanılıyor. Elde edilen enerji ise aracın bataryalarında muhafaza edilmekte.

ÇIĞIR AÇACAK ÖZELLİK

Bu araçta inanılmaz bir özellik var ki gerçekten insanı şaşırtıyor. Tavanda bulunan solar panel bitkilerin nefes alıp vermesi gibi havadaki karbondioksiti emiyor ve oksijen salınımı yapıyor.


Aracın tavanında bulunan solar panel ile güneş enerjisi elektriğe çevrilirken, tekerleklerdeki rüzgar türbinleri ile de rüzgar enerjisinden faydalanılıyor. Elde edilen enerji ise aracın bataryalarında muhafaza ediliyor.

“BİR ARABANIN FOTOSENTEZ YAPMASI DÜNYAYI SARSACAK”

Bu araçta inanılmaz bir özellik var ki gerçekten insanı şaşırtıyor. Tavanda bulunan solar panel bir bitki gibi çalışarak havadaki karbondioksiti emiyor ve oksijen salınımı yapıyor. Yani fotosentez yapıyor.
Şu an bu araç üzreinde çalışmalar hala devam ediyor. Çıkması için ise en erken 2030 yılı öngörülüyor.
Kaynak:muhendisbeyinler.com

Pilsiz El Feneri



PİLSİZ EL FENERİ


Neodyum (Neodymium) mıknatıslar, çok sarımlı bir bobin ve yüksek kapasiteli kondansatör kullanarak pilsiz el feneri yapımı.

Pilsiz el fenerinin çalışma mantığı Faraday indüksiyon yasası ile ilgili.

Kaynak:muhendisbeyinler.com

Dev Kaydıraklı Üniversite Binası


Öğrencilerin en üst kattan zemine inerken zorlandığını ve sıkıldığını gören Münih Teknik Üniversitesi yönetimi, böyle bir çözüm yöntemi geliştirmiş. Hem pratik hem eğlenceli olmuş.
Kaynak : enacayip.com

Türkiye'deki mühendislerin profili çıkarıldı

Türk Mühendis ve Mimar Odaları Birliği (TMMOB) tarafından düzenlenen “Türkiye’de Mühendis-Mimar-Şehir Plancısı Profili Araştırması”nın sonuçları kitap halinde yayımlandı. 360 sayfalık bu çalışmaya TMMOB’nin İnternet sitesi aracılığıyla da erişilebiliyor: 



2005 yılında başlatılan çalışma sonucunda ulaşılan sonuçların bazıları şunlar (başlıklar bize ait; okumanın kolaylaşması için, “mühendisler ve mimarlar” [(ya da “mühendisler, mimarlar ve şehir plancıları”] yerine, kısaca “mühendisler” dedik):
 
Mühendisler büyük kentlerde yoğunlaşıyor
 
Mühendis, mimar ve şehir plancıları gelişmiş bölgelerde yoğunlaşmaktadır. Sadece İstanbul,
mühendis ve mimarların %20’ye yakınını, Marmara bölgesi ise toplam sayının yaklaşık üçte birini barındırmaktadır. Üç büyük kentimiz ise (İstanbul, Ankara ve İzmir), mühendis ve mimarların nerdeyse yarısına (%46) ev sahipliği yapmaktadır. 1955 yılında 6.822 mühendis ve mimarın %62’si üç büyük kentte bulunmakta idi.
 
Kadın mühendislerin sayısı artıyor
 
Mühendislik-mimarlık alanında kadınların sayısı hızla artmıştır. TMMOB 1. Devre Çalışma
raporuna göre mühendis ve mimarların %98’i erkek, %2’si kadındır. 1976 yılında yapılan anket sonuçlarına göre bu oranlar %92 ve %8’dir; son araştırmada yaklaşık olarak bu oranlar sırasıyla %79 ve %21 olmuştur. Bu oran meslek dallarına göre önemli farklılıklar göstermektedir.
 
Kadınlar daha düşük ücret alıyor
 
Tahmin edilebileceği gibi kadınlar erkek meslektaşlarına göre daha olumsuz koşullarda
bulunmaktadırlar. Örneğin bir işyerinde çalışmakta olan kadın mühendis ve mimarların oranı %76 iken, erkek meslek mensuplarının oranı %84’dür. Aylık gelirler incelendiğinde ortalama ücret 1.250-1499 TL aralığında yer alırken, kadınların ortalama ücreti 1.000-1249 TL aralığında yer almaktadır.
 
Mühendislik eğitimi almayı tercih edenler mühendis oluyor
 
Araştırma sonuçlarına göre mühendis ve mimarların %78,5’i mühendislik-mimarlık egitimi almak istemiş, %65,5’i ise tercih ettiği daldan mezun olmuştur. En çok tercih edilen diğer alanların başında ise tıp, diş hekimliği, eczacılık gelmektedir. Mühendis ve mimarların %13,3’ü lisans üstü öğrenim görmüşlerdir.
 
İşe yeni başlayan mühendislerin sorunlarından biri de yabancı dil
 
Mühendis ve mimarların yaklaşık %76’sı ise başladıkları ilk yıllarda uygulama (pratik) eksikliği hissettiklerini belirtmektedirler. Yine “çoğu zaman” eksikliği duyulan ikinci konu “işletme yönetimi bilgi eksikliği”, üçüncü konu ise “yabancı dil” bilgisidir. Oysa mühendis ve mimarların %80’inden fazlası yabancı dil bildiğini belirtmektedir. Ama “rahatça konuşup, yazabilecek düzeyde” dil bilenlerin oranı söz konusu olduğunda bu oran yaklaşık üçte birine düşmektedir.
 
Mühendislerin yüzde 90’dan fazlası bilgisayar kullanıp İnternet’e erişiyor
 
Mühendis ve mimarlar arasında bilgisayar kullanımı %93 düzeyindedir; Bunların yaklaşık %90’ı internete erişmektedirler. Bilgisayarın tasarım, imalat, mühendislik, hesaplama işlerindeki kullanımı %53’tür. İnternet ise en çok iletişim için kullanılmaktadır.
Mühendisler işsizlik nedeni olarak mühendis sayısının çokluğunu görüyor
 
Mühendis ve mimarların yarısı (%49,9) işsizliğin mühendis ve mimar sayısının artmasından kaynaklandığını düşünmektedir; işsizliğin artışının yeni yatırımların azalmasından kaynaklandığını düşünenlerin oranı %44 olurken, sürdürülmekte olan yatırım ve istihdam politikalarının önemli olduğunu düşünenlerin oranı ise %30’dur.
 
 

Mühendislik Eğitimi İçin Alternatif Öneriler



Türkiye’de mühendislik eğitiminin kötü olduğu söylenir. Hem mühendisler hem de öğrenciler arasında sıkça dile getirilen, pelesenk olmuş bir tespittir. Kötü denebilir mi veya kötü derken ne referans alınır bilmiyorum ama iyi olmadığını rahatlıkla söyleyebiliriz. İyi olmadığını söylerken neye göre iyi olmadığının referansını vermemiz gerekir tabii ki.
Neye göre iyi değildir? MIT’nin mühendislik eğitimine göre iyi değildir. Peki MIT’de olup da Türkiye’de olmayan nedir? (Bu arada elektrikmedya.com ‘da yayınlanan ABD’deki en iyi mühendislik okulları yazısından ABD’deki en iyi mühendislik okullarının listesine ulaşabilirsiniz. Ayrıca MIT’nin Mühendislik Eğitimi Kötü yazıma da bir göz atmak isteyebilirsiniz.)
Türkiye’deki mühendislik eğitimini geri bırakan nedir? Aklıma gelen ve bulunduğum yerden farkettiğim bir kaç madde;
  1. Akademisyen/öğrenci oranının düşük olması.
  2. Akademisyenlerin çok fazla derse girme mecburiyeti (ekonomik veya akademisyen eksikliğinden kaynaklanan sebepler) dolayısıyla öğrenciyle fazla uğraşamaması.
  3. Akademisyenlerin ders vermekten başlarını alamayıp araştırma geliştirmeyle ve öğrenciyle yeterince uğraşamaması.
  4. Öğrenci sayısının çok fazla olması.
  5. Laboratuarların yetersiz olması ve var olanların da ulaşılabilir olmaması. Laboratuar anahtarı kapı görevlisine bırakılır ama öğrenciye katiyyen verilmez.
  6. Laboratuar aktivitelerinin yetersiz olması, yapılanların pratikte işe yaramaması (tabii ki giriş seviyesindeki laboratuarlarından işe yarar cihazlar çıkması beklenmez, ileri derslerden bahsediyorum). Öğrencinin laboratuarda işine yarar, evine götürüp koyabileceği, bununla gurur duyacağı bir şeyler üretememesi.
  7. Eski ders müfredatları.
  8. Ders içeriklerinin güncellenmemesi, 20 yıllık bilgilerin öğretilmesi.
  9. Sanayii-üniversite işbirliğinin ticari ilişki seviyesinde kalması. Şirketlere laboratuar kurdurulması, bağış yaptırılması, karşılığında akademisyenlerin şirketlere danışmanlık vermesi ve şirketlerin de bu sayede projelerinden vergi avantajı elde etmesi.
  10. Genç akademisyenlerin angarya işlerle bunaltılması, enerjilerinin tüketilmesi.
  11. Akademisyenlerdeki pratik uygulama eksikliği.
  12. Öğrenci sayısı arttıkça öğrenci kalitesinin düşmesi. Buna bağlı olarak öğrencinin, “dersi daha iyi öğrenmek için ne yapabilirim?” yerine “dersi geçmek için ne yapabilirim?” şeklinde düşünmesi  .                                                                                                                    Mühendislik eğitimine yapılması gereken eklemeleri aşağıda maddelemeye çalıştım.  Tabii ki bu maddeler iyi mühendis yetiştirmek için yeterli değildir ama daha donanımlı mühendisler yetiştirmek için gereklidir diye düşünüyorum. Bunlar benim fikirlerim, yanlış veya gereksiz olduğunu düşündükleriniz vardır. Onları da yorumlarda belirtirseniz sevinirim.